15 TEMMUZ SENE-İ DEVRİYESİ MÜNASEBETİYLE

15 TEMMUZ SENE-İ DEVRİYESİ MÜNASEBETİYLE

Sahabe-i kiramdan sonra, asırlardan beri bu din-i Mübin-i İslam’ın kıvamı olan ve bayraktarlığını yapan, cihat ruhuyla vazifesini ifa eden bu milletin önünü kesmek, tarihi misyon ve vizyonunu engellemek ve parçalayarak yutmak için harici mihraklar ve hasımlar, dahildeki uzantıları ile devamlı projeler üretmiş, planlar yapmış ve müdahaleler de bulunmuşlardır.

Kader-i ilahi; asırlardan beri bu ihanet teşebbüslerini her zaman engellemiş ve en az zayiatla neticeler hasıl etmiştir. Bu ihanetlerin en dehşetlisi ve acımasız olanı da Devlet-i Aliye-i Osmaniye’nin yıkılması olmuştur.

O cesim devletin yıkılmasından sonra, onun küllerinden ve mayasından zuhur eden Türkiye Cumhuriyeti zamanla gelişerek büyümüştür. Bütün dış ve iç engellemelere rağmen kader-i ilahi tekrar bu millete takdir ettiği vazifeyi canlandırmıştır. Tarihi vazifesini ifa etme adına kemale doğru sevk etmektedir. Bunun farkına varan dâhili ve harici şebekeler, hainane planlarını tekrar devreye sokmuşlardır. Gerek siyasi ve gerekse ekonomik planlarla bu ülkeye diz çöktürmeye çalışmışlardır. Bunu yaparken kendileri perdenin gerisinde durup dâhildeki PKK, DAEŞ, PYD, FETÖ ve buna mümasil terör örgütleriyle, gerek siyasi ve gerekse de ekonomik müdahalelerle, bu ülkenin ve insanlarının gelişmesini ve büyümesini engellemeye çalışmışlardır. Bunların onlarcasına millet olarak şahidiz.

Bu operasyonlardan, devlet adamlarımızın feraseti ve bu milletin basiretiyle netice alamayanlar, 15 Temmuz 2016’da meşum bir ihanet kalkışmasında bulunmuşlardır. Bunu da topyekûn ittifakla yapmışlardır. İnayet-i ilahiye imdada yetişip, mazide olduğu gibi bu kalkışmayı milletin iman dolu göğsünde ve devlet ricalinin akıl ve ferasetinde parçalamış ve akamete uğratmıştır.

Bu olay, bu milletin tarihinde ve Anadolu coğrafyasında ihanetin en şenaatlisi ve dâhili fitnesidir. Bunun emsali ve örneği mazide olmamıştır. Kader bu milleti ve Anadolu insanını bu anlamda harici ve dâhili şer odaklarıyla mücadele ettirerek; istikbalde ifa edeceği “Allah’ın nurunu tamamlama davasına” kuvvet vermek ve hamilini yapmak için bir nevi terbiye etmekte ve eğitimden geçirmektedir. Bizleri, müteyakkız olmamızı ve uyanık davranmamız için hadisatın diliyle ikaz etmektedir. Bu meseleler zahiren aleyhimizde olup bizleri üzse de neticesi itibariyle hayırla sonuçlanacaktır. Kahır tecelliler içerisinde, lütufla muamelelere mazhar olacağız İnşallah.

Bu vesile ile 15 Temmuz’un sene-i devriyesi münasebetiyle 2016’da zuhur eden o uğursuz kalkışmada, vatanını ve istikbalini muhafaza için mücadele edip şehit olan vatan evlatlarına Cenab-ı Hak’tan rahmet dileriz. Onlar inşallah velayet makamıyla cennet-i alada taltif edileceklerdir. O uğursuz olayda mücahede edip yaralanan gazilerimize Cenab-ı Hak’tan şifa ve afiyetler diliyoruz. İfa etmiş oldukları fedakârlığın ve mücadelenin azami neticesini ve gazilik şerefini dünyada gördükleri gibi daha alasını inşallah ahirette müşahede edeceklerdir.

Tekrar şehitlerimize Allah’tan rahmet diler, bütün gazilerimizi tebrik ve tes’id ediyoruz.

Bu münasebetle Cenab-ı Hak bu şekilde meşum ve uğursuz müdahalelerden vatanımızı ve milletimizi korusun ve muhafaza eylesin. Amin!..

Feyyaz Bilim ve Gelişim Derneği